Bugün sorulan sorumuz:
Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar, barışı teşvik etmek için ne gibi faaliyetler yürütür?
BM’nin küresel barışı nasıl desteklediğini öğrenin. Barışı koruma operasyonlarından diplomasi ve çatışmayı önlemeye kadar BM’nin rolü ve etkisi hakkında daha fazla bilgi edinin.
Uluslararası Barışın Mimarları: Birleşmiş Milletler ve Ötesi
Yirminci yüzyılın, insanlık tarihinin eşi benzeri görülmemiş bir yıkım ve kargaşa dönemi olan iki dünya savaşıyla sarsılmasının ardından, kalıcı bir barış özlemi hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Bu küresel çatışmaların küllerinden, uluslararası iş birliği için bir işaret ve savaşın dehşetini bir daha asla yaşamama umudu olan Birleşmiş Milletler (BM) doğdu. 24 Ekim 1945’te kurulan BM, o zamandan beri küresel barışı ve güvenliği korumak, uluslar arasında dostane ilişkileri geliştirmek ve sosyal ilerlemeyi, daha iyi yaşam standartlarını ve insan haklarını teşvik etmek için dünyanın önde gelen uluslararası örgütü olarak hizmet vermektedir. Ama BM, bu yüce hedeflere ulaşmak için tam olarak ne yapıyor?
Barışı Korumak: Çatışmanın Ön Hattından Diplomasi Salonlarına
BM’nin barışı koruma çabalarının belki de en görünür ve bilinen yönü, dünyanın dört bir yanındaki çatışma bölgelerine konuşlandırılan Barışı Koruma Operasyonlarıdır. Bu operasyonların kalbinde, ev sahibi ülkelerin rızasıyla konuşlandırılan ve ‘mavi miğferliler’ veya ‘mavi bereliler’ olarak anılan askeri, polis ve sivil personelden oluşan benzersiz bir güç yatmaktadır. Barışı koruma operasyonlarının rolü, çatışmaları önlemekten ziyade esasen çatışma sonrası ortamlarda barışın korunmasına yardımcı olmaktır ve görevleri ateşkesleri izlemekten, silahsızlandırmayı denetlemekten, insan haklarını korumaktan, hukukun üstünlüğünü desteklemekten ve siyasi çözümleri kolaylaştırmaktan oluşmaktadır.
BM’nin ilk barışı koruma operasyonu olan 1948’de Arap-İsrail Savaşı’nın ardından ateşkesi izlemek için kurulan Birleşmiş Milletler Filistin’daki Ateşkes Gözlemci Gücü’nden (UNTSO) bu yana, BM 70’in üzerinde barışı koruma operasyonu başlatarak milyonlarca insanın hayatını kurtardı ve sayısız çatışmanın daha da tırmanmasını engelledi. Kamboçya’daki UNTAC ve Liberya’daki UNMIL gibi barışı koruma görevleri, ülkelerin savaşın yıkımından kurtulmalarına ve barış ve demokrasiye doğru ilk adımlarını atmalarına yardımcı olmak için paha biçilmez bir destek sağladı. Bununla birlikte, BM barışı koruma, zorluklar ve tartışmalardan da nasibini aldı. Barışı korumacılar, taraflar arasındaki devam eden şiddet, lojistik engeller, kronik fon yetersizliği ve siyasi irade eksikliği gibi sayısız zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Dahası, Ruanda ve eski Yugoslavya’daki trajedilerde kanıtlandığı üzere BM barışı koruma, soykırımı önleme ve sivilleri koruma konusundaki başarısızlıklarla lekelenmiştir.
Çatışmayı Önlemek: Diplomasiyi, Kalkınmayı ve İnsan Haklarını Bir Araya Getirmek
BM, çatışmaları önlemenin, çatışma çıktıktan sonra ele almaktan her zaman daha iyi olduğunu kabul ederek, anlaşmazlıkların şiddete dönüşmesini önlemek ve kalıcı barışı beslemek için çok yönlü bir yaklaşım benimsemektedir. BM Şartı’nın özünde yer alan diplomasi, BM’nin çatışmayı önleme çabalarının merkezinde yer almaktadır. BM Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında birincil sorumluluğa sahipken, BM Genel Kurulu da uluslararası anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümüne ilişkin tavsiyelerde bulunma ve daha geniş barış ve güvenlik konularını ele alma yetkisine sahiptir.
Çatışmayı önlemede diplomasiye ek olarak, BM, yoksulluğu azaltmak, eşitsizliği ele almak, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek ve insan haklarını korumak için çalışmaktadır. Bu faktörler genellikle çatışmanın temel nedenleri olarak kabul edilir ve BM, bu alanlarda ele alınmaları halinde şiddeti önleme ve daha barışçıl ve adil toplumlar yaratma potansiyeline sahip olduğuna inanmaktadır.
Birlikte Çalışmak İçin Sürekli Bir Yolculuk
BM’nin barışı koruma çabaları, uluslararası ilişkiler alanında önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. BM, kusurlarına ve karşılaştığı zorluklara rağmen, ulusları ortak hedefler peşinde bir araya getirmek, çatışmaları çözmek ve dünyanın dört bir yanındaki insanların yaşamlarını iyileştirmek için hayati bir forum sağlamıştır. Uluslararası toplum, giderek birbirine bağlı ve bağımlı bir dünyada benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kalırken, BM’nin barışı koruma, çatışmayı önleme ve uluslararası iş birliğini teşvik etmedeki rolü her zamankinden daha önemli hale gelmektedir. BM’nin başarısı, nihayetinde üye devletlerinin kolektif iradesine ve kalıcı barış ve güvenlik vizyonunu gerçeğe dönüştürme taahhütlerine bağlıdır.
Bir yanıt yazın