Bugün sorulan sorumuz:
Cumhuriyetin millî birlik ve beraberliğimize yaptığı katkılar nelerdir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin, milli birlik ve beraberliğimizin güçlenmesinde nasıl bir rol oynadığını, Kurtuluş Savaşı’ndan günümüze uzanan bir perspektifle keşfedin.
Cumhuriyet ve Millî Birlik ve Beraberliğimiz
Cumhuriyet, Türkiye’nin küllerinden yeniden doğuşunu simgeler. 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değişikliğinden çok daha fazlasını ifade eder; millî birlik ve beraberliğimizin mayası, bağımsızlığımızın tapusu ve toplumsal dönüşümümüzün mihenk taşıdır. Bu yeni devletin temellerine, her taşına işlenmiş birlik ve beraberlik ruhu, Türk milletinin varoluş mücadelesinden doğmuş, zorluklarla yoğrulmuş ve zaferlerle taçlandırılmıştır.
Kurtuluş Savaşının Kuvveti: Birlik ve Beraberlik
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde, Anadolu işgal güçlerinin pençesinde can çekişirken, Türk milleti tarihinde eşine az rastlanır bir varoluş mücadelesi verdi. İşte bu mücadelede, farklı kökenlerden, farklı inançlardan gelen insanları bir araya getiren en güçlü bağ, ortak bir vatan özlemi ve bağımsızlık inancıydı. Bu ruhun en büyük mimarı, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki milli mücadele hareketi, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı için tek yürek olmanın önemini her fırsatta vurguladı. Çanakkale’den Sakarya’ya, Dumlupınar’dan Büyük Taarruz’a uzanan zafer yolunda, Türk milletinin her bir ferdi, vatan toprağı için omuz omuza çarpıştı.
Cumhuriyet, işte bu milli birlik ve beraberlik ruhunun zafer kazanmasıyla doğdu. Bu yeni devlet, kurtuluş mücadelesinde gösterilen dayanışmanın, fedakarlığın ve ortak ideal etrafında kenetlenmenin bir ürünüydü. Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” sözü, bu yeni Cumhuriyetin temel taşını oluşturan milli egemenlik ilkesinin ve milletin birliğinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyordu.
Cumhuriyet Döneminde Millî Birlik ve Beraberlik
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, yeni Türk devleti, karşısına çıkan zorlukları aşmak, çağdaşlaşma yolunda ilerlemek ve güçlü bir ulus inşa etmek için millî birlik ve beraberlik ruhuna her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyordu. Atatürk’ün liderliğinde başlatılan köklü reformlar, eğitimden hukuka, ekonomiden toplumsal yaşama kadar hayatın her alanında köklü değişiklikler getirdi ve bu değişimlerin temelinde daima milli birlik ve beraberlik anlayışı yer aldı.
Cumhuriyet, Türk toplumunun farklı kesimlerini bir araya getiren, ortak bir kimlik ve ortak bir gelecek etrafında kenetleyen bir çatı görevi gördü. Eğitim alanında yapılan reformlar, toplumun tüm kesimlerine eşit fırsatlar sunarak, dil, tarih ve kültür birliğini güçlendirmeyi hedefledi. Hukuk alanındaki yenilikler, tüm vatandaşlar için eşitlik ve adalet ilkesini benimseyerek, toplumsal bütünleşmeyi sağlamayı amaçladı. Ekonomik alanda gerçekleştirilen kalkınma hamleleri, ülkenin dört bir yanında kalkınmayı hedefleyerek, bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını azaltmayı ve toplumsal bütünlüğe katkı sağlamayı amaçladı.
Günümüzde Millî Birlik ve Beraberliğin Önemi
Bugün, Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşırken, millî birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Küreselleşen dünyanın getirdiği zorluklar, bölgesel ve küresel krizler, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditler, birlik ve beraberliğimizi korumamızı ve daha da güçlendirmemizi zorunlu kılıyor. Unutmamalıyız ki, tarih boyunca karşılaştığımız tüm zorlukları, birlik ve beraberlik ruhuyla aşmayı başardık. Bu ruh, gelecekte de karşılaşacağımız tüm engelleri aşmamız için en büyük gücümüz olacaktır.
Cumhuriyet, bizlere sadece bağımsız bir vatan değil, aynı zamanda birlik ve beraberlik içinde yaşama iradesini gösteren bir toplumun mirasını bıraktı. Bu mirası korumak, gelecek nesillere daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakmanın en önemli şartıdır.
Bir yanıt yazın