Bugün sorulan sorumuz:
Misak-ı Millî’nin kabulü neden önemli bir dönüm noktasıdır?
Misak-ı Millî, 1920’de kabul edilen ve Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük için verdiği mücadelenin temelini oluşturan tarihi bir belgedir. Misak-ı Millî’nin ilkeleri, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında belirleyici bir rol oynadı.
Misak-ı Millî’nin Kabulü: Türk Milletinin Varoluş Mücadelesi
Misak-ı Millî, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu temsil eder. 1919 yılının Mayıs ayında, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarından yükselen bir umut ışığı, Türk milletinin varoluş mücadelesinin yol haritasını çizen bir belge olarak tarih sahnesine çıktı. Misak-ı Millî, Türk milletinin bağımsızlığına olan inancının, işgal güçlerine karşı verdiği direnişin ve birlik beraberlik ruhunun en güçlü ifadesiydi.
Mondros Ateşkes Antlaşması ve İşgaller: Bir Milletin Uyanışı
Birinci Dünya Savaşı’nın ağır yenilgisiyle sarsılan Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile teslim bayrağını çekmek zorunda kalmıştı. Ancak bu antlaşma, savaşın galip devletleri tarafından Osmanlı topraklarının acımasızca paylaşılması için bir bahaneden ibaretti. İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan birlikleri, antlaşmanın hükümlerini hiçe sayarak Anadolu’nun farklı bölgelerini işgal etmeye başladılar. İşgal güçlerinin amacı, Türk milletini tarih sahnesinden silmek ve zengin Anadolu topraklarını aralarında paylaşmaktı.
Ancak Türk milleti, tarih boyunca defalarca kanıtladığı gibi, esaret altında yaşamaktansa ölmeyi göze alan bir ruha sahipti. İşgal güçlerinin zulmü, Türk halkında derin bir öfke ve direniş ruhunu alevlendirdi. Anadolu’nun dört bir yanında, vatanın savunması için çeteler kurulmaya, direniş hareketleri örgütlenmeye başlandı. İşte tam da bu kritik dönemde, Türk milletinin kaderini belirleyecek tarihi bir adım atıldı.
Mustafa Kemal’in Önderliği ve Misak-ı Millî’nin Kabulü
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’nin fitilini ateşledi. Atatürk’ün liderliğinde, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük umutları yeniden yeşerdi. Aynı yılın Temmuz ayında Erzurum Kongresi, ardından Eylül ayında Sivas Kongresi toplandı ve milli mücadelenin stratejileri belirlendi. Nihayet 28 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi, Misak-ı Millî’yi kabul ederek Türk milletinin kırmızı çizgilerini tüm dünyaya ilan etti.
Misak-ı Millî, Türk milletinin bağımsızlık ve bütünlüğüne olan sarsılmaz inancını ortaya koyan altı temel ilke etrafında şekillendi:
1. Vatanın Bütünlüğü: Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığı sırada Türk askerlerinin kontrolünde bulunan tüm topraklar, bölünmez bir bütün olarak Türk vatanını oluşturuyordu. 2. Kaderi Kendisi Tayin Hakkı: Batı Trakya, Kars, Ardahan ve Batum’un geleceğine, buralarda yaşayan halkın serbestçe yapacağı referandumlarla karar verilecekti. 3. Azınlık Hakları: Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan azınlıkların hakları, komşu ülkelerde yaşayan Müslümanların haklarına eşit düzeyde korunacaktı. 4. Boğazlar: İstanbul ve Marmara Denizi’nin güvenliği ile birlikte Boğazların dünya ticaretine ve seyrüseferine açılması meselesi, ilgili devletlerin katılımıyla çözülecekti. 5. Yabancı Hakimiyetine Son: Kapitülasyonlar ve diğer uluslararası anlaşmalar, Türk milletinin bağımsızlığını kısıtlayan tüm hükümler kaldırılacaktı. 6. Milli Egemenlik: Halkın iradesinin üstünde hiçbir güç tanımayan Misak-ı Millî, Türk milletinin kendi kaderini tayin hakkını en temel ilke olarak benimsedi.
Misak-ı Millî’nin Tarihsel Önemi
Misak-ı Millî, yalnızca bir bildiri veya siyasi bir belge değildi. O, Türk milletinin varoluş mücadelesinin sembolü, bağımsızlık ve özgürlük tutkusunun en güçlü ifadesiydi. Misak-ı Millî, Türk milletinin tarih sahnesinden silinmeye çalışıldığı bir dönemde, ulusal birlik ve beraberliğin sağlanmasında, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda belirleyici bir rol oynadı.
Misak-ı Millî, Türk milletinin kendi kaderini tayin hakkını kullanarak, bağımsız bir devlet kurma iradesini tüm dünyaya haykırdığı bir milattır. Bu tarihi belge, Türk milletinin azim ve kararlılığının, işgal güçlerine karşı verdiği mücadelenin ve bağımsızlık umudunun en somut göstergesidir. Misak-ı Millî’nin kabulü, Türk tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını müjdelemiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atan en önemli dönüm noktalarından biri olmuştur.
Bir yanıt yazın