Bugün sorulan sorumuz:
Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile Osmanlı Parlamentosu arasındaki farklar nelerdir?

Büyük Millet Meclisi ve Osmanlı Parlamentosu arasındaki farklar nelerdir? Bu makalede, tarihsel bağlamlarını, temel işlevlerini ve miraslarını inceleyerek iki önemli parlamento kurumunu ele alıyoruz.

Osmanlı Siyasi Tarihinde İki Dönemeç: Büyük Millet Meclisi ve Osmanlı Parlamentosu

Osmanlı İmparatorluğu, altı asrı aşkın bir süre boyunca üç kıtaya yayılan geniş toprakları yöneterek dünya tarihinde silinmez bir iz bıraktı. Bu uzun ve olaylı tarih boyunca, imparatorluk sayısız siyasi ve sosyal dönüşüm geçirdi. Bu dönüşümlerden belki de en önemlilerinden biri, mutlakiyetçilikten meşrutiyete geçişti. Bu geçiş, Osmanlı siyasi sisteminin doğasını derinden etkileyen ve bugün bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşumuna zemin hazırlayan iki önemli kurumun -Büyük Millet Meclisi ve Osmanlı Parlamentosu- ortaya çıkışına sahne oldu. Bu makalede, bu iki hayati kurumu inceleyerek benzerliklerini, farklılıklarını ve Osmanlı İmparatorluğu’nun gidişatını nasıl şekillendirdiklerini ele alacağız.

Osmanlı Parlamentosu: Reform ve Çalkantı Dönemi

19. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir kargaşa ve reform dönemiydi. Avrupalı güçlerin artan baskısı, iç istikrarsızlık ve ekonomik sıkıntılar, bir zamanlar güçlü olan imparatorluğu zayıflatarak ‘Avrupa’nın hasta adamı’ lakabını almasına yol açtı. Bu zorluklarla başa çıkmak için Osmanlı sultanları, imparatorluğu modernize etmeyi ve batılılaşmayı amaçlayan bir dizi reform başlattı. Bu reformların en önemlilerinden biri, 1876’da II. Abdülhamid döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda bir anayasa monarşisi kuran ilk Osmanlı Parlamentosu’nun kurulmasıydı.

İki meclisli bir yapıya sahip olan Osmanlı Parlamentosu, halk tarafından seçilen üyelerden oluşan bir Ayan Meclisi (Üst Meclis) ve doğrudan halk tarafından seçilen üyelerden oluşan bir Meclis-i Mebusan’dan (Temsilciler Meclisi) oluşuyordu. Parlamentonun amacı, sultana yasama sürecinde tavsiyelerde bulunmak, bütçeyi onaylamak ve kamu politikaları hakkında görüş bildirmekti. Osmanlı İmparatorluğu’nda temsili hükümete doğru atılmış önemli bir adımı temsil eden parlamentonun kurulması, imparatorluğu modernize etme ve vatandaşlarının haklarını güçlendirme umutlarını yeşertti.

Ancak Osmanlı Parlamentosu’nun ömrü kısa sürdü. Sadece bir yıl sonra, 1877-78 Rus-Türk Savaşı’nda Rusya’ya karşı yaşanan yenilginin ardından II. Abdülhamid parlamentoyu askıya aldı ve mutlak gücünü yeniden ele geçirdi. Parlamentonun kapatılması, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki siyasi reform umutlarına büyük bir darbe vurdu ve imparatorluğu artan otoriterlik ve merkeziyetçilik dönemine sürükledi.

I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadelenin Yükselişi

20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı’na katılımıyla daha da geriledi. Savaş, imparatorluğun zaten kırılgan olan ekonomisini ve toplumunu harap etti ve milliyetçi duyguların yükselmesine yol açtı. I. Dünya Savaşı’nın ardından galip devletler, Osmanlı İmparatorluğu’nun geri kalan topraklarını kendi aralarında bölüştürmeyi amaçlayan Sevr Antlaşması’nı (1920) dayattılar. Bu antlaşma, Osmanlı topraklarının çoğunun kontrolünü yabancı güçlere vererek imparatorluğu etkili bir şekilde parçaladı.

Büyük Millet Meclisi: Türk Direnişinin Simgesi

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması ve Sevr Antlaşması’nın dayatılması, Türk halkı arasında yaygın bir direnişe yol açtı. Bu direniş hareketine, I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda görev yapmış karizmatik bir askeri lider ve siyasetçi olan Mustafa Kemal Paşa önderlik etti. Mustafa Kemal ve takipçileri, Sevr Antlaşması’nı reddederek bağımsız ve egemen bir Türk devleti kurmaya kararlıydılar.

Bu amaçla, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi (TBMM) toplandı. Meclis, Osmanlı hükümetinden bağımsız olarak hareket eden ve tüm Anadolu’dan seçilmiş temsilcilerden oluşuyordu. TBMM’nin kurulması, Türk tarihinde bir dönüm noktasını işaret ediyordu; çünkü bu, Türk halkının kendi kaderini kendi ellerine alma kararlılığının bir simgesiydi. TBMM, kendisini Türk halkının tek meşru temsilcisi ilan ederek Sevr Antlaşması’nı tanımayı reddetti ve işgalci güçlere ve onların Osmanlı işbirlikçilerine karşı silahlı direniş başlattı.

TBMM ve Kurtuluş Savaşı

TBMM, direniş hareketini organize etmede ve yönetmede hayati bir rol oynadı. Meclis, yeni bir ordu kurdu, kaynakları seferber etti ve diplomatik çabalar yürüttü. TBMM’nin önderliğinde Türk halkı, 1922’de Yunanistan’ı mağlup ederek işgalci güçleri kovmayı başardıkları Kurtuluş Savaşı’nda zafer kazandı. Kurtuluş Savaşı’ndaki zafer, yalnızca Türk halkının bağımsızlığını güvence altına almakla kalmadı, aynı zamanda TBMM’yi yeni Türk devletinin meşru hükümeti olarak da kurdu.

İki Parlamentonun Karşılaştırılması: Miras ve Etki

Osmanlı Parlamentosu ve TBMM, Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi tarihinde önemli roller oynamış iki farklı parlamento kurumunu temsil ediyordu. Her iki kurum da temsili hükümeti ilerletmeyi amaçlasa da, tarihsel bağlamları, güçleri ve nihai kaderleri bakımından farklılık gösteriyorlardı.

Osmanlı Parlamentosu, Osmanlı devleti içinde reform yapma girişimi olarak yukarıdan aşağıya bir girişimdi. II. Abdülhamid tarafından imparatorluğu modernize etmek ve artan iç ve dış baskılara yanıt vermek amacıyla kurulmuştu. Parlamento, yasama yetkisine ve hükümetin denetimine sahipti, ancak sultanın yetkilerine tabiydi. Öte yandan TBMM, aşağıdan yukarıya bir devrimin ürünüydü. Türk halkı tarafından, yabancı işgaline ve Osmanlı hükümetinin otoritesine karşı bir direniş eylemi olarak kurulmuştu. TBMM, başlangıcından itibaren egemenliği elinde bulundurdu ve Türk halkının kendi kaderini tayin hakkını temsil etti.

Ayrıca, iki parlamento kurumunun ömrü ve etkisi de önemli ölçüde farklılık gösterdi. Osmanlı Parlamentosu, II. Abdülhamid tarafından askıya alınmadan önce sadece iki yıl varlığını sürdürebildi. Kısa ömrüne rağmen, Osmanlı İmparatorluğu’nda temsili hükümete doğru önemli bir adımı temsil etti ve sonraki reform hareketleri için emsal teşkil etti. Öte yandan TBMM, Kurtuluş Savaşı’nda Türk halkına liderlik etmede ve yeni Türk devletinin temellerini atmada çok daha önemli bir rol oynadı. TBMM, yeni cumhuriyetin ilanının ardından Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi olarak yeniden adlandırılarak günümüze kadar Türkiye’nin yasama organı olarak varlığını sürdürdü.

Sonuç olarak, Osmanlı Parlamentosu ve TBMM, Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi tarihinde iki önemli dönüm noktasını temsil ediyordu. Osmanlı Parlamentosu, imparatorluğu modernize etme ve reform yapma girişimi olsa da, nihayetinde Osmanlı sultanlarının muhalefeti nedeniyle başarısız oldu. Öte yandan TBMM, Türk halkının yabancı işgaline ve iç bölünmeye karşı direnişinin bir simgesi olarak ortaya çıktı ve yeni, bağımsız bir Türk devletinin kurulmasına yol açtı. İki parlamento kurumunun farklı kaderleri, tarihsel bağlamın, liderliğin ve siyasi kurumların evriminde halk desteğinin önemini ortaya koyuyor.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir