Bugün sorulan sorumuz:
Atatürk’ün Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ne verdiği önem nedendi?

Atatürk’ün Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ne neden büyük önem verdiğini ve bu anlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve güvenliği için ne anlam ifade ettiğini keşfedin.

Atatürk’ün Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ne Verdiği Önem

Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğuşu ve Boğazlar Sorunu

20. yüzyılın başlarında, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti, kendisini uluslararası arenada birçok zorlukla karşı karşıya buldu. Bunların başında, yüzyıllardır süregelen ve Birinci Dünya Savaşı’nın ardından daha da karmaşık bir hal alan Boğazlar meselesi geliyordu. İstanbul ve Marmara Denizi’ni Ege Denizi’ne bağlayan Çanakkale ve İstanbul Boğazları, stratejik konumları nedeniyle tarih boyunca büyük güçlerin ilgi odağı olmuştu. Bu su yolları, sadece Karadeniz’den Akdeniz’e geçişi kontrol etmekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin kalbindeki İstanbul şehrinin güvenliği için de hayati önem taşıyordu.

Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki genç Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Antlaşması’yla (1923) bağımsızlığını kazanmış, ancak Boğazlar’ın statüsü belirsizliğini korumuştu. 1923 tarihli Lozan Boğazlar Sözleşmesi, boğazların yönetimini Milletler Cemiyeti’ne devretmiş ve Türkiye’nin bu kritik su yolları üzerindeki egemenliğini kısıtlamıştı. Bu durum, Atatürk ve çağdaşlarının milli güvenlik ve ülkenin toprak bütünlüğü açısından kabul edilemez bulduğu bir durumdu.

Montreux Boğazlar Sözleşmesi: Bir Diplomasi Zaferi

Atatürk, Lozan’da elde edilemeyen tam bağımsızlık ve egemenliğin, Boğazlar üzerindeki kontrolün yeniden kazanılmasıyla mümkün olabileceğinin farkındaydı. Bu amaçla, uluslararası konjonktürdeki değişimleri yakından takip etti ve Türkiye’nin diplomatik gücünü artırmak için yoğun çaba sarf etti. 1930’lu yıllarda Avrupa’da yükselen gerilim ve yaklaşan yeni bir dünya savaşının ayak sesleri, Türkiye’ye Boğazlar meselesini yeniden gündeme getirmek için bir fırsat sundu.

22 Haziran – 20 Temmuz 1936 tarihleri arasında İsviçre’nin Montreux şehrinde toplanan konferansta, Türkiye, Birleşik Krallık, Fransa, Sovyetler Birliği, Japonya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Yugoslavya gibi ülkelerin temsilcileri bir araya geldi. Konferansın odak noktasında, Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nin gözden geçirilmesi ve yeni bir düzenlemenin oluşturulması yer alıyordu.

Montreux Boğazlar Sözleşmesi, Atatürk’ün öngörülü liderliği ve Türk diplomasisinin başarısı sayesinde 8 Temmuz 1936 tarihinde imzalandı. Sözleşme, Türkiye’ye Boğazlar üzerinde tam egemenlik ve askeri kontrol hakkı tanıyordu. Bu tarihten itibaren Türkiye, Boğazlar’dan geçiş rejimini belirleme yetkisine sahip olacak ve savaş zamanında kendi güvenliğini sağlamak amacıyla boğazları kapatabilecekti.

Atatürk İçin Montreux’nün Önemi

Montreux Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana elde ettiği en büyük diplomatik zaferlerden biri olarak kabul edilir ve Atatürk’ün dış politikadaki vizyoner yaklaşımının bir kanıtıdır. Atatürk, Montreux’nün önemini şu sözlerle dile getirmişti: “Montreux, Türkiye’ye yüzyıllardır özlemini çektiği bir güvenceyi sağlamıştır.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir