Bugün sorulan sorumuz:
Mustafa Kemal’in 5. Sakarya Meydan Savaşı’ndan Mudanya Ateşkes Antlaşması’na kadarki dönemde izlediği siyaset hangi ilkeler üzerine kuruludur?

5. Sakarya Meydan Muharebesi’nden Mudanya Ateşkes Antlaşması’na kadar Mustafa Kemal’in izlediği siyasetin temel ilkelerini ve tarihi önemini keşfedin.

Mustafa Kemal’in Zaferden Barışa Giden Yolda İzlediği Siyaset: Sakarya’dan Mudanya’ya

5. Sakarya Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştiren bir zaferdi. Bu zaferin ardından, Mustafa Kemal önderliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), savaş meydanındaki başarısını diplomasi ve siyaset alanında da pekiştirmek zorundaydı. Sakarya’dan Mudanya Ateşkes Antlaşması’na uzanan süreçte Mustafa Kemal’in izlediği siyaset, temelde tam bağımsızlık, milli egemenlik ve uluslararası alanda meşruiyet arayışı ilkeleri üzerine kuruluydu.

Tam Bağımsızlık İlkesi:

Mustafa Kemal, daha Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcından itibaren, Türk milletinin geleceğinin ancak tam bağımsız bir devlet çatısı altında mümkün olabileceğini savunuyordu. Bu ilke, Misak-ı Milli’de de açıkça ortaya konmuştu. Sakarya Zaferi’nin ardından, Mustafa Kemal ve TBMM hükümeti, herhangi bir manda ve himaye kabul etmeden, hiçbir taviz vermeden tam bağımsızlık ilkesinden taviz vermeyeceğini tüm dünyaya ilan etti. Bu kararlı duruş, özellikle İtilaf Devletleri’nin baskıları karşısında büyük bir siyasi cesaret örneğiydi.

Milli Egemenlik İlkesi:

Mustafa Kemal’in siyasi düşüncesinin temel taşlarından biri de milli egemenlikti. Ona göre, Türk milletinin kaderini tayin etme hakkı, hiçbir gücün etkisi ve baskısı altında kalmadan, doğrudan milletin kendisine aitti. Sakarya Zaferi’nden sonraki süreçte, Mustafa Kemal ve TBMM, ulusal iradeyi her şeyin üstünde tutarak, tüm siyasi ve diplomatik adımlarını bu ilkeye göre attı. Bu dönemde yapılan antlaşmalar ve görüşmelerde, Türk milletinin çıkarları her zaman ön planda tutuldu.

Uluslararası Alanda Meşruiyet Arayışı:

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı sadece askeri bir mücadele olarak görmüyordu. Aynı zamanda, TBMM hükümetinin uluslararası alanda tanınması ve meşruiyet kazanması için de büyük çaba sarf ediyordu. Sakarya Zaferi’nden sonra, TBMM’nin uluslararası arenadaki prestiji önemli ölçüde arttı. Mustafa Kemal, bu fırsatı değerlendirerek, bazı devletlerle diplomatik ilişkiler kurmaya başladı. Özellikle Sovyet Rusya ile imzalanan Moskova Antlaşması, TBMM’nin dış politikada önemli bir zafer kazanmasını sağladı. Bu antlaşma, aynı zamanda, Türk Kurtuluş Savaşı’nın sadece bir iç savaş olmadığını, uluslararası boyutları olan bir bağımsızlık mücadelesi olduğunu da tescillemiş oluyordu.

Mudanya Ateşkes Antlaşması ve Sonrası:

Mustafa Kemal’in Sakarya’dan Mudanya’ya kadar izlediği kararlı ve ilkeli siyaset, sonunda meyvelerini verdi. 11 Ekim 1922 tarihinde imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile İtilaf Devletleri, TBMM hükümetini muhatap almaya ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini tanımaya mecbur kaldılar. Mudanya, sadece bir ateşkes antlaşması değil, aynı zamanda Türk diplomasisinin de büyük bir zaferiydi. Bu antlaşma, Lozan Barış Konferansı’nın yolunu açarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden sürecin önündeki en önemli engellerden birini kaldırdı.

Sonuç olarak, Mustafa Kemal’in 5. Sakarya Meydan Muharebesi’nden Mudanya Ateşkes Antlaşması’na kadarki dönemde izlediği siyaset, tam bağımsızlık, milli egemenlik ve uluslararası alanda meşruiyet arayışı gibi temel ilkeler üzerine kuruluydu. Bu ilkeler, sadece o dönemde değil, günümüz Türkiye’sinde de dış politikanın temel dayanaklarını oluşturmaya devam etmektedir. Mustafa Kemal’in liderliğindeki Türk milleti, bu zorlu süreçte verdiği mücadele ile sadece kendi bağımsızlığına değil, aynı zamanda tüm mazlum milletlere de örnek olacak bir zafer kazanmıştır.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir